Adnan Oktar silahlı suç örgütünün "güncel yapılanması" davasında yargılama sürüyor. Sanık Adnan Oktar, tutuklanmasının hukuksuz olduğunu öne sürerek hakkındaki cinsel istismar iddialarının da asılsız olduğunu dile getirdi. Oktar, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını 15 günde durdurabileceğini iddia etti. Mahkeme heyeti, Oktar’ın duruşmaya getirilmesi için cezaevine yazı yazılmasına hükmetti.
Adnan Oktar silahlı suç örgütünün, üyelerini diri tutmak ve deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmak amacıyla avukatlar ve sosyal medya grubu üzerinden oluşturduğu güncel yapılanmasına yönelik davada toplam 14 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Adnan Oktar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. 8 tutuksuz sanığın katıldığı duruşmada, sanık avukatları da hazır bulundu. FİLİSTİN'E SALDIRILARIN DURDURABİLECEĞİNİ SÖYLEDİ Duruşmada savunma yapan Oktar, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını 15 günde durdurabileceğini iddia etti. Kendisinin tutuklanmasını gerektirecek durum olmadığını iddia eden Oktar, “Masum genç kızlar, kendi aralarında bağlantı içindeler. Hepsi birbirini seviyor. 'Neden bir aradasınız?' diyorlar. Gasp yok, tehdit yok, şantaj yok. Bunu siz de biliyorsunuz. Benim arkadaşlarım hiçbir suç işlemedi." dedi. Oktar, tutuklanmasının hukuksuz olduğunu öne sürerek, "Duruşma salonuna gelerek savunma yapmak istiyorum. Yüzümü görmüyorsunuz ve samimiyetime inanmıyorsunuz. Konuşmalarımın bir kısmı cımbızla alınıyor. Yine de takdir mahkemenindir. Ön yargıya gerek yok. Ben vatanını, milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni seven bir insanım." diye konuştu. Hakkındaki cinsel istismar iddialarının asılsız olduğunu savunan Oktar, cezasının 10 bin yıla çıkmasının umurunda olmadığını, verilen kararın bozulacağından ve aleyhine dava kalmayacağından emin olduğunu kaydetti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Oktar’ın duruşmaya getirilmesi için cezaevine yazı yazılmasına karar verdi. Duruşma 6 Aralık’a ertelendi. İDDİANAMEDEN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, 20 kişi şüpheli olarak yer alıyordu. Mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edilen Adnan Oktar'ın bu nedenle cezaevinde bulunduğu ve bu süreçte örgütsel faaliyetlerine devam ettiği kaydedilen iddianamede, Oktar'ın özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna vasıtasıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarının cezaevi dışında yayılmasını sağladığı belirtiliyordu. Adnan Oktar, Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın bu kapsamda, "örgütün veya amacının propagandasını yapma" suçundan 10,5 yıldan 31,5'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenilen iddianamede, diğer 17 sanığın da "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "örgüte yardım" ve "örgütün veya amacının propagandasını yapma" gibi suçlardan farklı sürelerde hapisle cezalandırılması talebi yer alıyordu.