Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden alınıp, başka bir KHK ile göreve iade edilenlerin tazminat hakkına ilişkin yeni bir karar alındı. Anayasa Mahkemesi, göreve iade edilen KHK'lıların tazminat talebinde bulunamayacağını öngören hükmü iptal etti.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden çıkarılıp, başka bir KHK ile görevine iade edenleri ilgilendiren bir karara imza attı. AYM’nin Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre Danıştay 5. Dairesi, 7098 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 2’nci maddesinin 2 numaralı fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu öne sürerek iptalini istedi. Dairenin iptal talebinde itiraz konusu kuralla, OHAL KHK’sı ile kamu görevinden çıkarılıp başka bir KHK ile kamu görevine iade edilenlerin tazminat talebinde bulunamayacaklarının öngörüldüğü kaydedildi.
"ANAYASA'YA AYKIRI" Kişilerin kamu görevine iadelerinin, hukuka aykırı olarak kamu görevinden çıkarıldıkları anlamına geldiği belirtilen talepte, OHAL kapsamında hakkında hukuka aykırı şekilde tedbir uygulananlara maddi ya da manevi zararlarının giderilmesine yönelik idari ve yargısal yollara başvurma imkanının ortadan kaldırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğu bildirildi. OY BİRLİĞİYLE İPTAL KARARI Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bularak oy birliğiyle iptaline karar verdi. Kararın gerekçesinde, OHAL KHK’sıyla doğrudan kamu görevinden çıkarılıp OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından görevine iade edilenlerin, kamu görevinden çıkarılmaları nedeniyle tazminat talebinde bulunamayacaklarını öngören kuralın da 2022’de iptal edildiği anımsatıldı. İtiraz konusu kural açısından, 2022’deki karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığı belirtilen kararda, “Kural kapsamında, göreve iade edilenlerin kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacaklarının öngörülmesi, devletin, kişinin maddi ve manevi varlığına yönelik müdahalelere karşı etkili giderim mekanizması sağlama yükümlülüğüyle bağdaşmamaktadır.” ifadesi kullanıldı.