Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Irak'ın kuzeyindeki harekatları sırasında geçiş noktalarına mayınlı tuzaklama faaliyetlerinde bulunduğu belirlenen ve keşif yapmak için geldiği İstanbul'da sahte kimlikle yakalanan Mehdi Mıhçı, "PKK silahlı terör örgütüne üye olma" ve "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlarından 14 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul'da bombalı eylem hazırlığındayken yakalanan teröristin yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Mehdi Mıhçı ile sanıkların avukatları katıldı. Duruşmada söz verilen sanık Mıhçı, mütalaada hakkında somut bir delilin olmadığını öne sürerek, o dönem terör örgütü DEAŞ'ın Suriye ve Irak'taki insanlara eziyet ettiğini anlattı. Kendisinin bundan rahatsızlık duyduğunu ifade eden Mıhçı, 2014'te terör örgütü PKK'ya katıldığını söyledi. Örgüte katıldıktan sonra ön planda olmadığını iddia eden sanık Mıhçı, "Bir süre sonra İŞİD bertaraf edildi. Oradaki halklar bu zulümden kurtuldu, ben de PKK'dan normal hayatıma dönmeyi istedim. Bu sebeple 2015 yılının sonunda Irak'a geçiş yaptım. 2022 yılına kadar orada yaşadım ve çalıştım. Sonra Türkiye'ye dönmeye karar aldım ama pasaport ve kimliğim yoktu. Bu sebeple kaçakçılardan kimlik temin ettim ve İstanbul'a geldim. " ifadesini kullandı. Mıhçı, sanık Mahmut Kaplan'ın kendisine pansiyon önerdiğini, bunun dışında bu sanıkla bir iletişiminin olmadığını öne sürerek, tahliyesini talep etti. CEZASI BELLİ OLDU
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Mehdi Mıhçı'nın üzerine atılı "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçunun yargılama neticesinde "silahlı terör örgütüne üye olma" suçunu oluşturduğu kanaatine vararak, sanığın 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Sanık Mıhçı'yı, "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 3 yıl 9 ay hapse çarptıran heyet, "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatine karar vererek tutukluluk halinin devamına hükmetti. Heyet, sanık Mahmut Kaplan'ın ise "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" suçundan beraatini kararlaştırdı. Mahkeme, sanık Kaplan'ın "silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi. İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, Mehdi Mıhçı'nın, 2015-2016 yıllarında örgütsel eğitim alarak metropollere fedai tarzda eylem yapmak amacıyla bekletildiği anlatılarak, sanığın silahlı terör örgütünün emir ve talimatları doğrultusunda terör faaliyetlerinde bulunduğu belirtilmişti. Sanığın, TSK'nın, sınırlarını, vatandaşlarını ve bekasını korumak için, Irak'ın kuzeyindeki askeri harekatları sırasında geçiş noktalarına mayınlı tuzaklama faaliyetlerinde bulunduğu ifade edilen iddianamede, sahte kimlikle Ağrı üzerinden Türkiye'ye gelen sanığın işbirlikçi Mahmut Kaplan'la şifreli mesajla irtibat kurduğu aktarılmıştı. İddianamede, 7 Ağustos 2022'de Fatih'teki bir kafede sahte kimlikle yakalanan sanığın Kağıthane'deki bir pansiyonda kayıtsız olarak kaldığı belirtilerek, sanık Mahmut Kaplan'ın diğer sanık Mehdi Mıhçı ile şifreli yöntem kullanarak İstanbul'da sabotaj eylemi gerçekleştirmeye müsait konum arama çabasında işbirlikçi faaliyeti yürüttüğü ifade edilmişti. Her iki sanığın da savunmasını etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebiyle verdiği kaydedilen iddianamede, Mıhçı'nın "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs", "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 23 yıl 3 aydan 43 yıl 1 ay 15 güne kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. İddianamede, Mahmut Kaplan'ın ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından 9 yıldan 19 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.