Göller Yöresi'nin en önemli göllerinden olan, son dönemde aşırı kuraklık ve kirlilik yaşanan Eğirdir Gölü'ne bir kanalla bağlı olan güneyindeki Kovada Gölü'nde de ciddi kuraklık yaşandığı ortaya çıktı. Uzmanlar, gölün susuz kalmasının en önemli faktörleri arasında HES ve on binlerce dönüm tarım alanının Eğirdir Gölü'nden suyu saptırmaları olduğunu açıklarken acilen önlem alınması gerektiğini vurguladı. Gölde yaklaşık 150 metre su çekildiği de ifade ediliyor.
Eğirdir Gölü'ne bir kanalla bağlı olan güneyindeki Kovada Gölü'nde, Antalya'dan Beydağları Doğa Sporları Kulübü üyeleri üzücü bir manzarayla karşılaştı.
Beydağları Doğa Sporları Kulübü Başkanı Nusret Yakışıklı, ilk defa böyle bir manzara ile karşılaştıklarını dile getirip "Yaklaşık 150 metre su çekilmiş, kuşların yaşadığı üreme yeri olan sazlıkların susuz kaldığını gördük." dedi.
Kuşların yuva yaptığı, kuluçkaya yattığı yerler kuruyunca kuşların gölü terk ettiğini dile getiren Yakışıklı, "Orada güneş enerjisi sistemiyle su çekme işlemleri de artırılmış. Vahşi tarımsal sulama sebebiyle göl tamamen yok olma tehlikesi yaşıyor. Kovada Gölü de hastalanmış." ifadelerini kullandı.
Bölgede yoğun elma üretimi ve vahşi tarımsal sulama yapıldığına dikkati çeken Nusret Yakışıklı, "Bölge insanı suçtan kaçmak için 'yağmur yağmıyor' şeklinde söylemler kullanıyor. Fakat meteorolojik verilere göre Karadeniz'den sonra Göller Yöresi, en çok yağmur alan bölgelerden biri." dedi.
Bölgede su yönetiminin olmadığını öne süren Yakışıklı, "Göl bazı bölgelerde 50 metre, bazı bölgelerde 150 metreye kadar çekilmiş ve kuruyan alanlarda çatlak topraklar kalmış geriye." diye konuştu.
"Çok hoyratça kullanılan göl suyu ve kaçak sondajlar, Eğirdir Gölü gibi Kovada Gölünü de bitiriyor." değerlendirmesini yapan Yakışıklı, acilen önlem alınması gerektiğine dikkat çekti.
Göller Yöresi'ndeki göllerin yaşadığı tehditlere ilişkin bilimsel araştırmalar yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, "Eğirdir Gölü ile Kovada Gölü arasında, anne ve cenin arasındaki bağ gibi 22 kilometrelik bir bağ vardır. Bu iki göl, Kovada kanalıyla birbirine bağlıydı. Eğirdir Gölü kurursa bu Kovada Gölü'nün de kurumaya başlayacağının göstergesi." dedi. Kovada Gölü'nü besleyen en büyük kaynağın Eğirdir Gölü olduğuna dikkat çeken Kesici, "Aynı zamanda Kovada Gölü aşırı kirlilik yaşıyor. Kovada, balık tutmanın, göle girmenin yasak olduğu, tamamen bataklık haline dönüşmüş bir göl durumunda. Bunda yine gölü besleyen dere ve diğer kaynaklardan suyun gelmeyişi de önemli bir etken. Yer altından beslenimi de sondajlar nedeniyle yok denecek kadar az." ifadelerini kullandı.
Küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle mikroskobik ve makroskobik su bitkilerinin gölün her tarafını sardığını anlatan Dr. Erol Kesici, bu durumun gölün kurumasını hızlandırdığını sözlerine ekledi. "Gölü besleyen Kovada kanalı boyunca yer alan on binlerce dönüm tarım alanının Eğirdir Gölü'nden suyu saptırmaları nedeniyle de Kovada susuz kalmaktadır. Gölün susuz kalmasında diğer bir faktör de HES'lerdir." ifadelerini kullanan Kesici, "Türkiye'nin ilk milli park alanlarından biri olan Kovada Gölü, bilinen bilimsel önlemler alınmadığında etrafında yaşayan göl havzasındaki çok sayıdaki doğal türler ve bu türler içindeki endemik türlerin yok olması da önemli tehditlerinden biri. Vahşi tarımsal sulama hem Eğirdir hem Kovada bölgesinde acilen sonlandırılmalı ve damla sulama gibi sistemler uygulanmalıdır." diye konuştu.