2023 yılının son Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. 2,5 saat süren toplantının ardından yayınlanan bildiride, Gazze topraklarının işgalinin durdurulmasının uluslararası toplumun müşterek mesuliyeti olduğu vurgulanırken, "İsrail, Gazze'de işlediği insanlık dışı suçların neticeleri ile er ya da geç yüzleşecek." ifadeleri yer aldı.
Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında Beştepe'de toplandı. 2,5 saat süren toplantının ardından MGK bildirisi yayımlandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca kamuoyuna açıklanan bildiride, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ VE DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere, milli birlik ve beraberlik ile bekaya yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulduğu kaydedildi.
Bildiride, Türkiye'ye yönelik tehditleri "kaynağında yok etme stratejisi" kapsamında, siviller ile dost ve müttefik unsurların emniyeti gözetilerek Suriye ve Irak'taki PKK/KCK-PYD/YPG hedeflerine düzenlenen harekatlar neticesinde bölücü terör örgütünün geliştirmeye çalıştığı kabiliyetlerin ciddi şekilde tahrip edildiği belirtildi. Teröristleri müdafaaya yönelik ve müttefiklik hukukunu temellerinden sarsan eylemlerin dikkatle not edildiğine yer verilen bildiride, hiçbir gayretin Türkiye'yi hedef alan terör örgütlerinin akıbetini değiştiremeyeceği vurgulandı. Bildiride, şunlar kaydedildi: "İsrail'in Gazze'de işlediği ve tarihe kara bir leke olarak geçen insanlık dışı suçların neticeleri ile er ya da geç yüzleşmek zorunda kalacağı ifade edilmiş; masum sivilleri topyekun yok etmeye yönelik saldırıların ve Gazze topraklarının işgalinin gecikmeksizin durdurulmasının, uluslararası toplumun müşterek mesuliyeti olduğunun ve Türkiye'nin bu hususta her türlü girişimde bulunmaya devam edeceğinin altı çizilmiştir. İsrail yönetimi ile katliamı destekleyen aktörlere; bu menfur eylemlere bir an evvel son verilmemesi halinde etkileri nesiller boyu sürecek ve bölge dışına sirayet edebilecek bir şiddet sarmalını tetikleyebilecekleri ve kalıcı barışın ancak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin kurulması ile mümkün olabileceği hatırlatılmıştır." Toplantıda, Irak'la işbirliğinin, başta güvenlik boyutu olmak üzere tüm veçheleriyle gözden geçirildiği, Filistin meselesinden kaynaklanan gelişmelerin Irak'ın ve bölgenin istikrarına muhtemel tesirlerinin etraflıca değerlendirildiği bildirildi. Kerkük'teki son gelişmeler ile Türkmen soydaşların durumunun toplantıda ele alındığı belirtilen bildiride, ülkedeki tüm unsurların huzur içinde bir arada yaşamasına Türkiye'nin atfettiği öneme, yaklaşan vilayet meclisi seçimleri öncesinde bir kez daha dikkat çekildi. Bildiride, Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerinin kalıcı barış anlaşmasıyla sonuçlanması ve bu çerçevede, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin hususların yanı sıra bölge dışı aktörlerin meseleye müdahil olma gayretlerinin de değerlendirildiği belirtildi. Türkiye'nin, Ermenistan dahil bölgedeki tüm ülkelerin huzur ve refahına katkı sağlayacak kalıcı barışın tesisine yönelik her türlü samimi gayreti destekleyeceği ifade edilen bildiride, şunlar kaydedildi: "Rusya-Ukrayna savaşının bölgemize ve dünya siyasetine etkileri ile maliyetleri artarken barışı tesis edecek adımların gecikmeksizin atılmasının önemi vurgulanmıştır. Uluslararası güvenlik ortamına menfi yönde tesir eden gelişmelerin, Türkiye'nin Karadeniz'den Afrika'ya, Kafkasya'dan Balkanlar'a uzanan geniş bir coğrafyada barış ve istikrar ikliminin hakim olmasına yönelik gayretlerinin haklılığını teyit ettiğine işaret edilmiş; gerginliklerin krize dönüşmesine mani olmak ve çatışmaları yayılmadan durdurmak için ön alıcı bir anlayışla inisiyatif üstlenmeye devam edileceği belirtilmiştir."