İstanbul Fatih'te motosikletli kurye Yunus Emre Göçer'e çarparak ölümüne neden olduğu ileri sürülen Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlunun karıştığı kazayla ilgili Göçer'in eşi, kaza tutanağında eşini kusurlu gösteren polislerden ve nöbetçi savcıdan da şikayetçi oldu. Göçer, Somali liderinin oğlundan da şikayetçi oldu.
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’ın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un İstanbul’da karıştığı ölümlü trafik kazası gündemdeki yerini koruyor.
Somali Cumhurbaşkanının oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud'un konsolosluk aracıyla arkadan çarparak ölümüne neden olduğu motokurye Yunus Emre Göçer'in eşi Öznur Göçer bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Avukatıyla birlikte savcılığa giden Göçer, kazayla ilgili ve ilk kusur tespiti yapan polisler hakkında olmak üzere iki ayrı soruşturma kapsamında ifade verdi. VİDEO: Motorculardan ölen kurye için protesto
Öznur Göçer polislerle ilgili soruşturma kapsamında verdiği ifadesinde, "Eşim Yunus Emre Göçer'in 30 Kasım 2023 tarihinde geçirmiş olduğu kaza neticesinde 6 Aralık 2023 tarihinde vefatına ilişkin öncelikle eşimi kaza tespit tutanağında kusurlu olarak gösteren polis memurlarından şikayetçiyim. Ayrıca sosyal medyada bahsi geçen 'eşimin intihar ettiği' iddiası ile alakalı tarafım bizzat telefon ile aranmamıştır. Bu intihar söylemlerini hastane önüne gelen 2 polis memuru, orada bulunan eşimin motokurye arkadaşlarına söylemişlerdir. O alanda ben de vardım, lakin yoğunluktan ve sakinleştiricinin etkisi altında olduğumdan bu polis memurlarını göremedim. Bu polis memurları olay yerinde de bulunan polis memurlarıymış. Ben bunları en başından beri olay yerinde olan Yunus Emre'nin arkadaşlarından duydum. Bu kişilerin kim olduklarını ve ne söylediklerini tam olarak bu arkadaşlarımız bilebilir. Bu söylemleri duyan, birebir şahit olan eşim Yunus Emre Göçer'in arkadaşlarının isimlerini avukatım vasıtasıyla bu soruşturma dosyasına bildireceğim." dedi.
Motokurye Yunus Emre Göçer'in intihar etmesinin söz konusu olmadığını ifade eden Öznur Göçer, "Benim eşimin intihar etme gibi bir durumu söz konusu değildir. Çocuğumun özel durumundan dolayı kendisi çabalayan bir insandır. Bu sebeple eşimi kusurlu gösteren, eşimin intihar ettiğine dair söylemlerde bulunan ve ihmali olan tüm polis memurlarından şikayetçiyiz." diye konuştu.
Ayrıca Nöbetçi Cumhuriyet Savcısından şikayetçi olduğunu belirten Göçer, "Kaza olduğu esnada talimatı veren nöbetçi Cumhuriyet Savcısından da şikayetçiyiz. Ayrıca konsolosluk aracının kullanımına tahsisinden sorumlu bu kişilerin araştırılmasını talep ediyorum. Bu kişilerden de şikayetçiyim." dedi. Kazayla ilgili de "şikayetçi" olarak ifade veren Göçer, "Eşim bu mesleği özel çocuğum için seçmiştir. Genel olarak saat 12.00 civarında işe gitmekteydi. Eşim genelde kaskını evde takarak çıkardı. Çünkü kaskın içinde telefonuyla bağlantılı olan iletişim aracı intercom vardı. Ayrıca eşimin kaskı dört tarafından tam korumalı bir kasktı. Bütün motor ekipmanları tamdı. Motosikletine de kendine de yaşama da çok düşkün bir insandı. Herşeyi kuralına göre yaşanması gerektiğine inanıyordu. Trafik kurallarına uyan biriydi. Olay günü eşim dizliklerini takarak motorcu ayakkabısını, montunu ve bonesiyle kaskını takarak çıkmıştı." diye konuştu.
Öznur Göçer eşinin kaza haberini aldığını ancak durumun ciddi olduğunu öğrenince hastaneye gittiğini, hastanede yüz kişilik motokurye ekibiyle karşılaştığını, eşini kırmızı alanda görmesiyle birlikte yere yığıldığını anlattı. Göçer, eşinin hastaneye geldiğinde zaten ölmüş vaziyette olduğunu duyduğunu belirterek eşinin tüm darbeyi kafasından aldığını, 7 saat yarı entübe şeklinde kırmızı alanda beklediğini, sonra rica ve uğraşları sonucu eşinin yoğun bakıma alındığını da söyledi. "Biz söylemeseydik hiçbir şey yapmayacaklardı" diyen Göçer, başka bir hastaneye naklini teklif ettiğini de anlattı. Göçer, "Bana kafası çok zedelendiği için, 6 kırık olduğunu direkt beynin zarar gördüğünü, beyninde iç kanama olduğunu, bu sebeple hareket ettiremeyeceklerini söylediler. Yoğun bakımda geçen 6 günün sonunda eşim vefat etti. Eşimin durumunda hiçbir iyileşme yoktu. Zaten kritik diyorlardı." dedi.
Ölümünden üç gün önce nöbetçi doktordan eşinin makineye bağlı yaşadığını, geldiğinden beri bilincinin yerinde olmadığını, organlarının ve beyin fonksiyonlarının çalışmadığı bilgisini aldığını belirten Göçer, şunları söyledi: "O zaman siz hiçbir şey yapmıyorsunuz' diye tepki gösterdiğimde, doktor bana eşimin ağzında bulunan hortumu göstererek 'Bunu bir çıkartayım... Bakın, asıl biz yaşatıyoruz. Yurt dışına da götürseniz bu bir ölü. Bizim sayemizde şu anda organları çalışıyor' dedi. Bu süreçte eşimden idrar geliyordu, göz şişleri inmişti, kafa bandajlarını çıkarmışlardı. Vücut ateşle tepki göstermişti. Ben eşimi sonraki süreçlerde çok iyi görmüştüm. Eşimin tedavisinde ihmal olduğunu düşünüyorum. Eşimi 6 gün sonra Nükleer Tıp diye bir filme götürdüler. Bu ayrıntılı beyin görüntülemeye ilişkin bir filmdi. Filmden geldikten sonra doktor bize yapacak bir şey yok beyin ölümü gerçekleşti' dedi. O günün gecesinde eşimin ölüm haberi geldi. Olay nedeniyle karşı taraftaki araç sürücüsünden şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum. Gereken neyse yapılmasını istiyorum. Bu kaza neticesinde mağdur olduk. Özel durumda olan çocuğum ve genç kızımla birlikte tek başımıza kaldık. Tek çalışan eşimdi. Ev hanımı olduğum için farklı bir gelir kaynağım yoktur. Çok mağdur olduk."
Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde 30 Kasım Perşembe günü öğlen saatlerinde meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer (38)'in kullandığı motosiklete, Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud'un kullandığı 06 CD 4581 plakalı otomobil arkadan çarptı. Yola savrulan Göçer, hastaneye kaldırıldı. Olay günü ifadesi alınan Mohamud ise ifadesinin ardından serbest bırakıldı. 6 Aralık 2023 tarihinde motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer'in vefat etmesi üzerine, şüpheli hakkında "Taksirle ölüme neden olma" suçundan gözaltı talimatı verilerek hakkında yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma devam ederken şüphelinin 2 Aralık 2023 tarihinde yurt dışına çıktığı ortaya çıktı. Aynı gün gelen bilirkişi raporunda da asli kusurlu çıkan şüpheli hakkında 8 Aralık 2023 tarihinde yakalama kararı çıkarıldı. Şüphelinin kusur durumuna ilişkin kesin raporun düzenlenmesi için dosya adli tıp kurumuna gönderildi.