Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde depremler olmaya devam ederken, MTA tarafından Türkiye'nin diri fay haritası da güncellendi. Yapılan araştırmada 45 ilde 5,5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay bulunurken, birinci derece risk altında olan şehirler; İzmir, Balıkesir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli, Isparta, Uşak, Bursa, Bilecik, Yalova, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Kırşehir, Bolu, Karabük, Hatay, Bartın, Çankırı, Tokat, Amasya, Çanakkale, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Muş, Hakkari, Osmaniye, Kırıkkale ve Siirt oldu. Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz dün akşam NTV yayınında Türkiye'deki deprem üretebilen fayları anlatarak risk haritasını yorumladı.
MTA, yenilenmiş diri fay hattı haritasını paylaştı.
Diri fay hatları ve riskli bölgelere ilişkin araştırmalar yurt genelinde gerçekleşen peş peşe depremler sonrası yoğunlaştı.
Türkiye'de 45 ilde 5,5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay bulunuyor.
BİRİNCİ DERECE RİSKLİ BÖLGELER Haritaya göre bu iller şöyle: İzmir, Balıkesir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli, Isparta, Uşak, Bursa, Bilecik, Yalova, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Kırşehir, Bolu, Karabük, Hatay, Bartın, Çankırı, Tokat, Amasya, Çanakkale, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Muş, Hakkari, Osmaniye, Kırıkkale, Siirt.
İkinci derecen riskli illerse şöyle: Tekirdağ, İstanbul, Bitlis, Kahramanmaraş, Van, Adıyaman, Şırnak, Zonguldak, Afyon, Samsun, Antalya, Erzurum, Kars, Ardahan, Batman, Iğdır, Elazığ, Diyarbakır, Adana, Eskişehir, Malatya, Kütahya, Çankırı, Uşak, Ağrı, Çorum.
Türkiye Deprem Haritasına göre deprem riskinin en az olduğu dördüncü ve beşinci grupta yer alan iller ise Sinop, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Kırklareli, Ankara, Edirne, Adana, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Konya ve Karaman.
NTV yayınında Türkiye'deki deprem üretebilen fayları anlatarak risk haritasını yorumlayan Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz'ün açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:"Dünyanın oluşundan bugüne hep faylar var olagelmiştir. Bunların içerisinde son 11 bin yılda 11 bin 800 yılda deprem üretmiş faya diri fay diyoruz.
"Haritalara baktığımızda Türkiye'de risksiz yer yok. Deprem ülkesiyiz, dolayısıyla Türkiye'nin herhangi bir yerinde 4-5 büyüklüğünde deprem olması bizler açısından şaşırtıcı değil. Ancak Türkiye'nin 3 tane önemli fayı var. Bunlardan bir tanesi Kuzey Anadolu Fayı; Bingöl Karlıova'dan başlayan, Karadeniz'e doğru uzanan Marmara Denizi'ni geçen ve oradan Kuzey Yunanistan'a kadar uzanan fay. Bin 600 kilometre boyunda dünyanın en önemli faylarından bir tanesi. İkinicisi Doğu Anadolu Fayı; bu yıl bize çok büyük acılar yaşatan 6 ve 20 şubat depremlerini yapan Bingöl Karlıova'dan başlıyor Hatay'a kadar gelip oradan Ölüdeniz fayıyla birleşerek Kızıldeniz'e uzanıyor. Bu da 650-700 kilometre boyunda."
"Kuzey Anadolu Fayı'nın kırılmamış bir parçası var, Erzincan biliyorsunuz. 1939'da çok büyük depremle sarsıldı ardından 1992'de Erzincan Ovası'nın doğu ucunda deprem meydana geldi. 1939'da da Kargapazarı dediğimiz fay kırılmıştı. 1784'te deprem üretmiş o günden bu güne 250 yılın üzerinde bir süre geçmiş, deprem olduğu takdirde de 7.2-7.4 büyüklüğünde deprem üretmesini beklediğimiz bir fay."
"İstanbul'a baktığımızda içinde diri fay yok, bilinen bir diri fay yok. Kuşkulanılan bir-iki fay var ama geçmişte çok büyük deprem üretmiş faylar değil. Ama baktığımızda İstanbul 1509'da 1766'da Marmara Denizi içerisinden geçen fay nedeniyle ciddi anlamda sarsılmış, hasar görmüş bölge. İçinde fay olmasa bile uzağındaki fayın sarsıntısıyla hasar görmüş ve hasar görme olasılığı da yüksek olan bir ilimiz."
"İstanbul'da 1 milyon 166 tane bina var. Bir deprem olduğu takdirde bunun 750 bin tanesinin hasar görmesi, 80-90 bin tanesinin de çok ciddi hasar görmesi bekleniyor. Bu çok büyük bir rakam. Bu rakamın üzerine yoğunlaşıp binaları artık elden geçirmek kenti tümüyle dayanıklı hale getirmek varken deprem olmayacak söylemleri insanları rehavete itebilir. Bu anlamda da tehlikelidir."Marmara çevresinde bir deprem bekliyoruz. Bingöl Yedisu'da bir deprem bekliyoruz. Kıbrıs'a doğru belki Hatay'ın açıklarında bir deprem bekliyoruz. Nerenin daha yüksek tehlike altında olduğu belli, nerelerin öncelikle dönüştürülmesi gerektiği de belli."